Bathonea Antik Kenti: İstanbul'un Tarihine Işık Tutuyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kocaeli Üniversitesi adına 2009'da başlayan Küçükçekmece Göl Havzası kapsamındaki Bathonea kazıları devam ediyor.

Bathonea Antik Kenti kazı çalışmaları, İstanbul'un tarihine dair önemli bilgiler sunmaya devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kocaeli Üniversitesi işbirliğinde 2009 yılında başlayan kazılar, İstanbul'un arkeolojik mirasının gün yüzüne çıkarılmasında büyük bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda "Dünyanın En Önemli Arkeolojik Keşiflerinin İlk On Listesi"nde de yer alması, Bathonea Antik Kenti'nin önemini bir kez daha vurguluyor. Bathonea Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Şengül Aydıngün, antik kentin geçmişte İstanbul'un ilk kurulduğu dönemlerde Bizantion kenti ve sonrasında Konstantinopolis kentinin yakınında bulunan ve İstanbul'a büyük hizmetler sunan bir liman yerleşkesi olduğunu belirtti. 15. sezonuna giren kazı çalışmalarının, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanarak 120 kişilik bir ekiple gerçekleştirildiğini ve uluslararası bir kazı olduğunu söyledi. Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Bathonea Antik Kenti'nin Roma ve Bizans dönemlerine hatta İstanbul'dan daha önceki tarihlere dair bilgilere ulaşılabilen önemli bir alan olduğunu ifade etti. Kazı çalışmalarının uzun soluklu ve tarihi öneme sahip olduğunu belirterek, Bathonea'nın dünya tarihini değiştirebilecek bir potansiyele sahip olabileceğini dile getirdi. Kazıların destekçilerinden olan Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, kurum olarak eğitim, kültür, sanat ve spor alanlarına verdikleri desteği vurgulayarak, Bathonea kazılarını da 2009 yılından bu yana sponsorladıklarını ifade etti. Küçükçekmece Göl Havzası içinde yer alan Bathonea Antik Kenti, bugüne kadar Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen iki antik liman, bir antik deniz feneri ve diğer yapıların izlerine ulaşılmasını sağladı. Bu yapılar, antik dönemde Akdeniz'in batısından doğusuna uzanan yoğun bir deniz ticaretine işaret ediyor. Kazı çalışmaları, İstanbul ve bölgenin tarihine ışık tutarak, kültürel mirasın korunması ve gün yüzüne çıkarılmasında büyük bir önem taşıyor.