Dünya, sürdürülebilirlik açısından kritik bir eşiğe yaklaşıyor. Gezegenin sunduğu bir yıllık doğal kaynağın insanlar tarafından tüketimi, her yıl hesaplanan Dünya Limit Aşım Günü ile ölçülüyor. Bu yıl Dünya Limit Aşım Günü, 2 Ağustos olarak belirlendi. Yani, 2023 yılında Dünya'nın sunduğu doğal kaynaklar, 2 Ağustos itibarıyla tükenmiş durumda ve artık gelecek yılın kaynaklarına başvurulmaya başlanacak. Bu alarm verici durum, iklim değişikliği, nüfus artışı, ormansızlaşma ve kentleşme gibi etkenlerin doğal kaynakları hızla tüketmesi sonucunda ortaya çıkıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, konuyla ilgili uyarıyor. Gelecekte kıtlık yaşamamak ve çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için doğal kaynak kullanımının sınırlandırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, gelecek nesillere borçlu olacağımız doğal kaynaklarımızın kalmayacağına dikkat çekiyor.

Dünya genelinde doğal kaynakların kullanımı, ülkeler arasında da farklılık gösteriyor. GFN'nin verilerine göre, Katar bu yılın doğal kaynaklarını 10 Şubat'ta tüketerek gelecek yıldan borçlanmaya başlayan ilk ülke olurken, Türkiye'nin doğal kaynakları 22 Haziran itibarıyla tükendi. Bu durum, gelişmiş ülkelerin doğal kaynakları daha hızlı ve yoğun bir şekilde kullandığını gösteriyor.

Doğal kaynakların eşit olmayan kullanımı, dünya genelinde önemli eşitsizliklere yol açıyor. Gelişmiş ülkelerdeki lüks tüketim alışkanlıkları ve karbon ayak izi daha fazla, fakir bölgelerde ise doğal kaynak kıtlığı ve hastalıklar artıyor. Bu durum, toplumlar arasındaki farklı yaşam tarzları ve sosyoekonomik koşulların etkisini yansıtıyor.

Uzmanlar, bilinçli tüketici algısının oluşturulması ve tasarruflu kullanım alışkanlıklarının yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor. Binalarda enerji tasarrufu sağlayacak uygulamalar ve atık yönetimi gibi adımlar, doğal kaynakların korunması için önemli bir rol oynayabilir.

Gezegenimizin sürdürülebilirliği için herkesin sorumluluk alması ve doğal kaynakların bilinçli bir şekilde kullanılması, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmemiz için hayati öneme sahip.